Piri Baba üstadının su istemesi üzerine bir keresinde şad (şat) suyundan, bir keresinde zemzem suyundan bir keresinde ise Kerbela’daki İmam Hüseyin çeşmesinden su getirir.
Gerek zemzem suyunun gerekse de İmam Hüseyin Çeşmesi suyunun velâyetnamede konu edilmesi rastgele bir anlatım değildir. Yani Velâyetname yazarının bu iki tarihsel olayı çağrıştıran su olgusunu Piri Baba Velâyetnamesine tesadüfen taşımamış olduğu besbellidir.
Üstadının Piri Baba’dan su istemesi ve geç kaldığı için O’na sitem ve azarda bulunması hatta dövmeye yeltenmesi, bütün bunlar aslında sembolik birer anlatımdan başka bir şey değildir.
Velâyetnamedeki zemzem suyu, sabır ve Allah’a teslimiyeti ifade eden tevhit dinini, aşura günü İmam Hüseyin Çeşmesinden getirilen su ise, İmam Hüseyin’in Kerbela’da haince katledilişini ifade eden sembolik bir anlatımdır. Buradaki anlatımın özünde; henüz Kerbela’nın mesajını kavrayamamış olan bir anlayışa karşı, Muhammedî İslâm’ı savunan ve bu uğurda canını ortaya koyarak tevhit dininden taviz vermemiş olan Hz. İmam Hüseyin’in dik duruşu vurgulanmıştır. Bundan hareketle Piri Baba’nın ustası ise Muhammedî İslâm’ı kavrayamamış bir anlayışın temsilcisidir. Bu nedenledir ki, Piri Baba onun bir gözünü kör ederek cezalandırmıştır.